10 Kasım 2012 Cumartesi

İstanbul'um Ol



Galata’dan bakarken semaya
Uçur birden, ödüm kopsun.
Balık ekmek yerken, boğazıma
Düğümle Haliç’in kokusunu,
Boğaz gibi bağla beni yüreğine.
Çok sular aksın altından.
N’olur ki?
Sultanahmet ol! Tapayım karşılıksız.
Yık tüm tabularımı!
Ah et İstanbul’un saygısız yollarına.
Dize gelsin bulutlar.
Kız kulesi ol mesela,
Yanıp tutuşayım sana varmak için.
Simit at mesela,
Çaresizce uçayım peşinden.
İstiklal ol! Seyreyleyeyim
Tüm insanlar gibi seni.
Son durağım
Yani;
İstanbul’um ol!

19.12.2011
14.52 

9 Kasım 2012 Cuma

Ah be İstanbul



Ah be istanbul,
O kadar güzel bir kokun var ki;
İçime çektiğim dumanı bile
Yıkıyor, eziyor, söndürüyorsun oracıkta.
Bağladığın tüm aşıklar gibiyim bende,
Sitemkar, huysuz, acınacak halde.
Biraz da arabeskim.
Dedemden kalma kösteklim var cebimde,
Ama iç cebimde.
Kıymetlim o benim!
Sana karşı koyamaz o İstanbul! İzin veremem buna!


Sarhoşum İstanbul.
İstem dışı sinir uçlarım,
Nereye salınsa ellerim,
Bir tarihe, başka bir aşka çarpmakta.
Elimi tutmamakta 'Hayatım'
Ne yapsın ayyaşlığım
Ben kendimden ziyadeyim
Nereye tutunsun suretim?
Ah be istanbul,
O kadar taze ki yüreğimin kavruluşu
Ne Galata anlar ne de Sultanahmet..
Ne uçup gidebilirim bu dertten,
Ne de afaroz edilebilirim senden.
Siyah beyaz fotoğrafların o kadar güzel ki İstanbul,
Makyajsız halin gibi tıpkı,
Saf ve uykudan yeni uyanmış.
Çok aşığım İstanbul.
Beyhudeyim.


Ben sana tutunacağım İstanbul.
Sana koşacağım.
Ve hiç istemesen de sende yok olacağım.

3 Kasım 2012 Cumartesi

Dokunmak mıdır Özlem?


Uzaklara susuyor özlemlerim. Özlemekten çekindiklerim.
Yaralarıma üfleyen, deva olan harflerin..
Dokunmak mıdır özlem?
Öyleyse dokunuyorum şimdi sana, ruhuna, canına, gözlerine, kalbine.
Şimdi susmamı ister misin ey sevgili?
Susamamı ister misin sana?
Kanar mısın, sözlerim göz bebeklerindeyken isyanıma,
Dokunabilir misin hayatıma, hayatınla?
Ezan gibi yayılabilir misin hücrelerime,
Aforoz edebilir misin, benliğinden söküp seni?
Acizliğinden kırılabilir mi doğruların,
Yıkılır mı önyargı başlamış tabuların?
Karanlığa gömebilir misin yırtık aydınlıklarını,
Saklayabilir misin kendini kendine?
Taviz verdiğinde kaçırmaktan kaçınır mısın gözlerini?
İmla hatalarımla geldim sana,
Hayatımla,
Yanlışlarımla,
Karanlığımla,
Uzaklığımla,
Anlatamadığım ‘Yakınlığımla’

Şimdi dokunabilir miyim gözlerine, harflerimle, kelimelerimle?
İzin ver de şimdilik bir sigarayla taçlandırayım şu anı..
Teşekkür ederim 'yakınlığım'..