18 Aralık 2011 Pazar

Anti Mahal 2


Bazen o kadar zoruma gidiyor ki zamanın vurdumduymazlığı, yırtasım geliyor gökyüzünü.
Yıldızları kandırıp tek tek teşebbüs ettirmek istiyorum intihara. Çok uzaktalar. Aşırı!
Kim bilir belki elimi uzatsam tutacaklar. Ama korkuyorum. “Varlığı yetmeli” diyorum ama.. kime diyorum? Nadiren bulutları seresim geliyor üzerlerine. Sırf “elim gitmesin” diye.
Elim giderde tutarsam eğer, okşar mı şevkatle, yoksa yakar mı tüm hiddetiyle?
Bazen de düşünüyorum “Ne kaybedersin ki? Bu zamana kadar yakaladığın yıldızların sönüp gitmeleri ne değiştirdi hayatında? Ne kaybettirdi birkaç ilaç haricinde?”
Beklemeli miyim ki? Belki düşünürsem, hayal kurarsam mantığım el verdiğince.. Belki…

Havaya atılır top ve renk söylenir gırtlak yırtılırcasına! “AŞK!”
Neden bulamıyorum o rengi? Neden sağda solda yok o renk!? Tam küfürlük hani!
Koşuyorum öylece. O yuvarlak şey sırf değmesin diye. Acıtmasın ruhumu diye.
Ama değse ne olur ki? Sıra bana geçer ve en zor rengi söyler ardından çakarım topu birinin sırtına, koluna herneyse!
Buldum sanırım.. Nasıl bi renk bu böyle?  Bir şekle sokamıyorum. Neden!? Bu kadar mı aciz gözlerim, sinir uçlarımdan ve mantığımdan? Kim cevap verecek bana? Neyse.. Tutmalıyım bu rengi. Hayır tutmamalıyım. Eğer alırsam onu elime.. Bir daha bırakamayabilirim. Düşünceler sarmışken bir ses çınladı kulağımda “İSTOOOP!”
Sanırım sıra bende!
Ama ben nasıl yaratırdım aşkı? Nasıl arattırabilirdim çaresizce? Kaçmasını nasıl engelleyebilirdim? Daha önemlisi nasıl düşünebilirdim aşkın rengini? Yine düşüncelere daldım!
Bu sefer bir renk tutmadım ve bıraktım topu oracıkta. “İNTİHARA”

Nasıl olsa o renk bulacak yine yüreğimi.

Ellerim cebimde şimdilik..Hava da soğuk hani biraz ve son sigaram. Yakıyorum.. Yaaktıım!
Yakmalı mıyım acaba?


Yine kulak kabartıyorum sessizliğe.
Yine sigaram tatlı, sıkıntıdan mütevellit.
Küllüğüm yine mezarlık biçare,
Parmak uçlarım habersiz dokunduklarından…
Hüzün yine mayhoş!
Yine avare,
Giriyor iki dudağım arasından..


17:06
11.12.11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder