25 Ekim 2010 Pazartesi

Bir Kurbanın Gözyaşları



Allahım ne bu soğuk böyle..Çok karanlık burası.Neredeyim ben?
Şurda cebimde çakmak olacaktı.Çokta dar burası yahu..Neredeyim ben!!
İki santim oynasam yerimden uzanıcam şu lanet çakmağa ama...
Gözlerim açıkmı kapalımı belli değil..Şimdi çıldırıcam,bağırıcam..
Yine bir oyun içindeyim değil mi?Zevk alıyosun dimi? Şükür istiyosun karşılığında öyle mi?
Al sana şükür..İmdaaat!Çıkarın beni bu lanet yerden..
İyide neredeyimki ben?Nasıl bir döngünün içindeyim..Demek söyledikleri yalanmış..
Tünelin ucunda ışık mışık yok..Bi yere gittiğimde yok.. Ne oluyo ya!!

Bir kurbanın gözyaşları
Ne kadar üzebilirki elleri
Hangi birinden vazgeçebilir
Seçtiği hayatlardan

Bir kurbanın gözyaşları
Ne kadar delebilir karanlığı
Saçmaladığını anlayana kadar
Ne kadar bağırabilir..”

Tok bir ses geldi..Metale benziyor..Mezbaha kapısı açılıyor sanki..Hass.ktir "ışık"!Doğruymuş ulan..Gittikçe büyüyor..İşte kurtuluyorum,sonunda duydular sesimi Çok saolun..Çok yaşayın ulan!
Ee nereye gidiyorum ben şimdi.. Bu tıkırtıda ne?Sedye mi bu?İyide ne işim var sedyenin üzerinde..Hey Allahım! 
Gidiyoruz bakalım dört küçük teker tepesinde..Gebericem meraktan!

Bir kurbanın gözyaşları
Ne kadar bilebilir
Ne kadar sorabilir
Geleceğe dair soruları

Bir kurbanın gözyaşları
Ne kadar dayanabilir
Karşısındaki ışığa
Daha ne kadar kumar oynayabilir
Geride kalan karanlıkla..”

Yeteer! Kapatın şu ışıkları..Gözlerim acımaya başladı..Bi dakka..Ellerim,kollarım,ayaklarım gözkapaklarım!
Kımıldasanıza be, oynayın ulan!Nası bi şey bu,Nasıl bi aldatmaca..Taş kesildim resmen, yetilerimkaybolup gittiler..
Bu gördüğüm üç tane dipdibe kocaman ampul ne anlama geliyor?
Peki yanımdaki iki çelimsiz, üzerinde beyaz önlük,birinde gözlük birinde bone olan adamlar kimdir?Neyin nesidir bu insanlar..
Neden konuşmuyorum onlarla gözlerimin içine bakarken?
Neden tepki göstermiyorum?
Dur.. Dur!! Ne yaptığını sanıyorsun..Çek ellerini kaburgalarımdan.Hah şöyle kaldır elini yukarı..
Ama elleri neden kanrevan içinde..
Dursana be adam sokma şu ellerini ciğerlerime..Noluyor ya!!
Adam niye kurcalıyor midemi,dalağımı..
Tamam tamam.. korkuyorum itiraf ediyorum..
Hassiktir adamın elinde benim böbreğimin ne işi var..Duruuun!!

Kağıttan bozma bir dar ağacı
Ne kadar acıtabilir ki mantığı
Bir kurbanın gözleri
Ne kadar yaş dökebilir
Kağıttan bozma ağacı büyütmek için

Bir kurbanın gözyaşları Ne kadar sabredebilir
Önünde duran iki ucu boklu değneğe
Ne kadar tükürebilir
Yukarıdan bıyık aşağıdan sakal bakarken..”

Konuşun artık aldınız neyim var neyim yoksa..Ne yapıcaksınız onları..Hadi onları geç ben n'olucma?
Evet doktor dinliyorum..

-Maktulun elleri ve ayakları bi çakıyla kesilmiş..Katilin ruh hali tavan yapsa gerek..Adamın üzerinde hangi alet-edevat varsa kullanmış..Hunharca katletmiş resmen..Bir de sol göğsüne büyük bir kesik atılmış,elleriyle kalbi çıkarmaya çalışmış sanki.. Neyse biz yemeğe gidelim..tekrar bakarız doktor..!

Ne diyosunuz siz ya..Ne yani öldüm mü ben..Şimdi gömücekmisiniz beni?Kefenliceksiniz yani
Neydi günahım ey Tanrı!Reva gördüğün bu mu kuluna?
Peki sakinleştim..Neden hala buradayım söyle?Sanat anlayışın bumu..Böyle mi şekillendiriyorsun eks olmuş beyinleri?

Bir mantık ara
Yediğin haltlara
Bir akıl bul
Koşarak getir bana

Bir kurbanın gözyaşları
Ne kadar aldatabilir
Sapık ve bir o kadar 
Sağlıklı bedeni..

Bir kurbanın gözyaşları
Ne kadar saklayabilir duyguları...”

Öldüm ben..Gelmiycem bir daha
Şimdi gidiyorum..Helallik alıcam anamdan babamdan..
Bu saçma sapan kanatlar şimdiden canımı sıkmaya başladı
He bu arada..
Bedenimide alın atın bi yere fark etmez..
Tanrı onuda gömer meraklanmayın
Bizi kendimize gömdüğü gibi...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder