1 Ekim 2010 Cuma

BİR ŞAİRİN SİLGİSİZ KALEMİNDEN İKİMİZ

Bir memurun
İki yakası gibiydik..
Ne taktığımız kravat 
Sakindi bedende..
Ne kopan düğmelerimiz
Artık yerinde..
Leyla'ya Mecnun'dan halliceydik..
Ne ben aştım
Çölleri..
Ne sen izin verdin buna..
Bir ormanın patikasıydık
Ne kimsenin
Ne de üzerimizden geçen
Rüzgarın haberi vardı bizden..
Bir iki teke dışında..
Bir silah gibiydik ikimiz
Sen hep tetik
Beni de namlu yapmak isterdin..
Ama ben 
Emniyet kilidinden başka
Bir şey değildim..
68 kuşağı gibiydik..
Ne kapandı sandığımız 
Yaralarımız kapandı..
Ne de aklımıza geldi,
Oturup dertleşmek..
Bir emekçinin boş cebi kadar 
Masum..
Bir ülkücünün karakteri kadar
İnatçıydık..
İstanbul gibiydik ikimiz
Sen İstiklal'de volta atan
Bir insan..
Ben varoşlardan
İstiklal'e bakan platonik
Bir aşık..
Bir insanın yaşadıklarıydık biz
Ben göz, sen kulak olmayı seçtin..
Sen duyduklarına inandın
Önyargılı hep..
Ben gördüklerime kulp bulup
Kulaklarıma inandım..
Bir cümlenin ortağıydık biz
Sen hep "ben" olmak isterken,
Ben virgül olurdum
Olsamda olurdu, olmasamda..
Fakir bir evin bahçesiydik
Sen Ocak ayında sırıtırken semaya,
Ben karların altında eylemsiz dikendim..
Ne kötülüğümü gördü kimse
Ne de iyiliğimi..
Sen solarken gözlerimin önünde,
Ben ağladım
Gülerek gitmene..
Küçük bir semtin
Rıhtımıydık ikimiz
Çok dalga kırdık beraber
Bir o kadar da darbe yedik,
Sessizce..
Gece deniz feneriyle
Gündüz güneşle aldattık
Birbirimizi..
Bir sigaranın
İki farklı dumanıydık..
Sen heycan ve zevkle içilen
İlk nefes..
Ben izmaritle dertleşirken
Söndürülen
Tiksinç son tat..
Kuzey kutbuyuz ikimiz
Ben buzdağının görünmeyen tarafı
Sen ise tüm bunlara rağmen
Tepemde dikilen
Koca bir güneş..
İki mumdan farkımız kalmadı
Şu aralar..
Ne senin ihtiyacın var 
Kendini görmeye
Ne de benim aydınlanmaya niyetim var..
Bu saatten sonra..

1 yorum: